Recent Comments

HİSARLIKLI MÜDERRİS MUSTAFA EFENDİ

Mustafa Efendi Hisarlık Kasabasının en tanınan âlimidir. Memiş Efendi’nin (1784-1843) halifelerinden biridir. Hisarlık’ta bulunan medresenin hocası olduğu bilinmektedir. 
Mustafa Efendi’nin dört oğlu ve bir kızı vardır. Bunlar; Muhittin, Arif, Ali, Hakkı, kızının ismi ise kadın’dır.
1974 yılında İstanbul’da “Mecdid-i Talid Tercümesi “adlı kitabın 158.shf.de şöyle bir cümle geçer:”Memiş Efendinin çocukları ve hanımları ve halifeleri “ başlığının alt kısmında “vasıtasız halifelikle müşerref olan şu şerefli zatlardır.”diye devam ediyor.Pek çok isim zikrediliyor.Bunlardan biri de; “ Hisarlık köylü Mustafa Efendi” diye ismi geçmektedir. 
Mustafa Efendi hakkında şöyle bir menkıbe anlatılır: Aslında çoban olan Mustafa küçükken rüyasında sen okuman gerekir şeklinde bir rüya görür. Bunun üzerine babasına durumu anlatır. Babası istemediği halde bunu Karacahisar’da bulunan medreseye gönderir. O dönemde Bozkır çevresinde 7 adet medrese olduğu bilinmektedir. Bunlar; Dedemli(Seyit Bayram) , Hoca köy, Bozkır(Şeyh Musa) , Erdoğan oldukları biliniyor.1900’lü yıllarda ise bu sayı 16 olmuştur. Mustafa Efendi medreseden sonra, Memiş Efendi’ye intisap eder. Memiş Efendi’de on beş yıl eğitim görür. Daha sonra Memiş Efendi’nin kardeşi, İsa Efendinin kızını alır. 
Bir menkıbeye göre, Mustafa Efendi Bozkır’dan Hisarlık’a gelirken “Naldöken” mevkiine gelince kurtlar etrafını sarar. Mustafa Efendi gönül bağıyla Karacahisar’ daki hocalarından yardım ister. Hocaları der ki: “ Hemen içinizden hanginizin gücü yeterse bu kurtları engellen der.” Böylelikle de hocalarından birinin himmetiyle kurtuluyor.
Memiş Efendi’den icazet alıp, Hisarlık Kasabasına gelip yerleşti. Caminin kenarına bir medrese açar. Burada halka hizmet eder. Halk kendisine o kadar bağlıydı ki, bir iş yapacakları zaman onun önder olmasını isterlerdi. Örneğin, üzüm toplanmadan önce ya da yaylaya göçmeden önce onun duasını almadan başlamıyorlardı.
Bir başka rivayete göre: Mustafa Efendi, yaylaya göçerken de geri dönüşte de en önde gider, dua edermiş. Yine bir güz günü yayladan dönülecekken; önde gitmesi gerekirken köylüye; “siz gidin ben bu kez arkadan geleceğim “der. Biraz gecikince herkes merak eder. “Hocam niye gelmedin diye sorar,” Mustafa Efendi de : “Ne yapalım, bu dağlar taşlar beni bırakmak istemediler. Ayaklarıma şu sütlükler bile sarılarak sakın gitme, bir daha göremeyiz” dediler. Mustafa Efendi artık öleceğini anlayınca oradaki herkes ağlamaya başlar. Gerçekten bir daha gelemiyor. Gelecek yıl da 63 yaşındayken ölüyor. Mezarını caminin yanına koyuyorlar. Buraya vasiyetiyle gömülüyor. Çünkü “Beni caminin yanına gömün ki yanlışları düzelteyim.”demiştir. Şuan Bozkır’ın Hisarlık Kasabası’nda meftundur. Allah rahmet etsin.
Katkılarından dolayı, Muhittin Candan’a ve Ali Candan’a teşekkür ederim.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.
...

buttons=(Accept !) days=(20)

Bozkır Android Uygulamasını Telefonunuza indirin!!!
Accept !