Güz mevsiminin tebessümleri
düşmeye başladı Ağustos gecelerine, Ağustos seherlerine. Zamanı gelen her şey
gibi güz mevsimi de artık ben geliyorum diye tebessüm etmeye başladı yaz
mevsimine.
Zaman misalindeki gibi, ciddi
kararlar alabilecek disiplinlerin ciddiyetsizlikleri, makam ve mevki uğruna
hırslarla örülmüş ikbal atmosferinin insanı boğan nursuzlukları ile sen ve ben’lerin
peşinden koşup yetişememe, bir muştu olarak beklenilen birlik ve
beraberliğimizi engelliyor, ümitleri kırmış görünüyor.
Ümitsizliğin getirdiği
karamsarlık, neme lazımcılık, haksızlıklara ses çıkarmama, neme lazımcılık veya
adam sendecilik…
Bunlara teslimiyet mi? Asla.
O halde!
O halde; her alanda ümitvar
olmaya, “biz” demeye, topyekûn ve her alanda kucaklaşmaya, birlik ve
beraberliğe ihtiyacımız var. Bu, ülkemiz için de, Konyamız için de, Bozkırımız
için de böyledir. Özelimizde birlik ve beraberliği sağlarsak, genelimizde de
birlik ve beraberliği mutlaka sağlarız.
Bozkır’ın evlâtları arasında,
Bozkır’da, Konya’da, Ankara’da, İstanbul’da, yurt içinde ve yurt dışında
yaşayan Bozkırlılar arasında bir uzlaşma sağlanması, artık ortak bir noktada
anlaşılması gerekmektedir. Bunun için gök kubbenin, bütün ideolojiler ve siyasi
parti tavassutlarından arındırılmış bir düşünce hâkimiyetindeki Bozkır
bölümünde toplanmalı, Bozkır’ın sosyal, kültürel, turizm, ulaşım, bilim,
teknoloji, çevre, spor, eğitim ve sağlık alanlarındaki meseleleri ortaya
konulmalı, bu meselelerden kaynaklanan sıkıntıların giderilmesi için el
birliği, gönül birliği yapılmalıdır.
Bu el birliği ve gönül
birliğinin kimlerle ve nasıl yapılacağını aslında hepimiz biliyoruz.
Sanatçılarıyla, siyasileriyle, dernekleriyle, vakıflarıyla, mesleki
teşekkülleriyle, okulları, öğretmen ve öğrencileriyle, basınıyla, yazarıyla,
çizeriyle, şairleriyle, okumuş ve yazmışlarıyla biz Bozkırlılar soğukkanlı ve
moralli olmak suretiyle birbirimize daima cesaret vererek, isteyerek, kararlı
olarak ve birbirimize kenetlenerek üstesinden gelemeyeceğimiz iş yoktur evvel
Allah. Zaman artık bu zamandır. Unutmayalım ki; “Biz Bozkırlıyız”, Bozkırlılar
isterlerse üstesinden gelemeyecekleri iş yoktur.
Dokuz bin yıllık tarihinde;
nice medeniyetlerin topraklarında durup tarihe selam verdiği ve adını zaman
defterine yazdırıp sonra çekip gittiği mekân olan Bozkırımızla ilgili
yapacağımız el birliği ve gönül birliği ile ilgili her şey de, artık zamanında
yapılmalı.