 |
| İsmail Detseli |
Konya Selçuk Üniversitesi’nden uzun yıllar sonra iki üniversiteye daha kavuştu. Biri adı Konyamız’la özdeşleşmiş, Hz. Mevlana’nın adını taşıyan Mevlana Üniversitesi, ikincisi ise Selçuklu veziri Celalettin Karatay’ın adını taşıyan Konya’nın gururu KTO Karatay Üniversitesi…
Şimdi ise yeni bir müjde daha geldi… Konya için 4. üniversite olarak da Konya Üniversitesi’nin kurulması ile kent, üniversiteler şehri unvanını fazlasıyla hak etmiş olacak. Bundan bütün Konya halkı gibi ben de çok memnuniyet duyacağım… Hatta Konya Üniversitesi’nin Meram’a yapılmasından dolayı da ayrıca memnun olacağım.
Girişimciliği, Konya’ya hizmeti ve Konya kültürüne katkısı ile bilinen Konya Ticaret Odası Başkanı Sayın Hüseyin Üzülmez’in üstün gayretleri ve oda bünyesinde kurulmuş olan KTO Vakfı aracılığı ile çok kısa bir zamanda şehrimize bir özel üniversite kazandırılması öyle birilerinin burun kıvırdığı gibi basite alınacak bir başarı değil... Aksine hakkı teslim edilecek bir girişimcilik… Şehrini ve bu şehrin insanlarını sevmek onlara değer vermek şehir insanlarının ufkunu açmak, geleceğe bir eser bırakıp aydınlığa bir pencere açmak, Konya’yı Konya olarak daha yükseklere çıkarmak adına büyük bir başarı…
Böyle ülke ve insanlık adına hayırlı bir eğitim kurumunun banisi olmak ilelebet dünyada isminin payidar kalması demektir.
Üzülmez’in Konya’yı çok seven has be has bir Konya çocuğu olduğunu kimse inkar edemez. Meram (Lalebahçe- Durunday) yöresinin bir evladı olduğu için geçmişinden, ailesinden ana babasından, bilgisinden Konya kültürüne merakından siyasi ve mesleki başarılarından dolayı Üzülmez adından hep söz ettirdi.
Üzülmez zekâsını ifade edebileceğim bir olayı da anlatayım ondan söz etmişken… Benim 55 sene kadar önce yaşadığım bir olay üzerine yazdıklarım onu da heyecanlandırmıştı. Meram’ın gazel suyu idi… Anlattığım hatıramdaki Meramlı ailenin kimler olduğunu çözmesinden onun ne derecede akıllı ve kültürlü bir kişi olduğunu anlamıştım. Bazı vakitler onunla oturup Konya hakkında sohbet etmeyi adeta iple çektiğim de olur. Çünkü Konya’da yakın tarihte olan halkın çok bilmediği olayları hassaten Lalebahçe Çalıklı yöresindeki Dutlukırı mevkiindeki dönümlerle ifade edilecek olan kır bağlarının nasıl askeriyeye verildiğini, işin içerisinde ne entrikalar döndüğünü ondan daha iyi bilen ve kökten analiz edeni görmedim.
Şimdi işi çok yoğun yazamıyor belki bunları ama dağarcığı çok geniş, Allah uzun ömür verir de inşallah rahata erip emekli olduğunda yazmaya bir başlarsa Konya’da çok bilinmeyenlerin su yüzüne çıkacağı inancını taşımaktayım.
Zaman zaman Başkan Üzülmez ile fırsat buldukça Konya kültürü üzerine konuştuğumuz eski adetlerimizi, örfümüzü anımsadığımız olur. Birbirimize eski çocukluk oyunlarımızı harmanbişi ve daha başka Konya’ya has gelenekleri, görenekleri tartışırız. Ama ne yalan söyleyeyim bu konuşmalardan büyük haz alırım, çünkü işin içinde Konya ve Konyalılık var.
Doğma büyüme bu şehrin çocuğu olan Başkan’ın Konya için gönlünde yatan bir projeden bahsedeyim, madem ondan söz açtık.... KTO Karatay Üniversitesi öncülüğünde şehrin en uğrak yerlerinden bir yerde, bilge insanların toplanarak eski geleneklerden, âşıklık geleneği masal ve öykü anlatma, geçmişten geleceğe tarihi bilgiler paylaşma amaçlı önemli bir merkez oluşturup Konya gençliğine hizmet etmek istediğini konuşmalarımızda dinlemiştim… Bunu dört gözle bekliyoruz Konyalı olarak...
O, bu arada Konya’ya hizmet eden, Konya için bir kalem oynatan herkesi sever, herkese değer verir. Şimdi bunları neden yazıyorum… Ben de onun gibi Konya aşığı bir yazar olduğum için şehrimizin refahı, huzuru ve tanıtımı için bir çivi çakanın kulu kölesi olurum… Çünkü Konya’mı ve ülkemi çok seviyorum. Bu şehir ve bu ülke için hizmet yapmaya kendimi mecbur hissediyorum ve hiçbir karşılık da beklemiyorum.
Çok kaliteli öğretim üyelerinden oluşan bir eğitim kadrosuna sahip olan KTO Karatay Üniversitesinin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Şehrin aydınlık yarınlarına yetiştirecek binaya tuğla koyanları şehir asla unutmayacak…
Başka söze ne hacet…
