KAYMAKAMLIK MAKAMINA
BOZKIR-HADİM
KONU: KOP (Konya Ovası Sulama Projesindeki) hukuka aykırılıkların giderilmesi, bu aşama itibariyle mevcut projenin iptali ve bahse konu aykırılıklar giderilene dek çalışmaların durdurulması talepleridir.
AÇIKLAMA:
1- Bilindiği gibi suların kullanımından iki gurup men edilemez. Bu durum fili bir olgu haline de getirilemez.
Bu grup insanlar şunlardır:
a- Suyu bidayetten beri kullananlar ile
b- Suların kaynağı kendi arazilerinden çıkanlar. Bu cümlenin içerisine, su ve akarsuların su toplama havzalarının sahibi konumunda olanlar da dahildir.
Konya Ovası Sulama Projesiyle bu ve benzeri hususlar nazara alınmayarak çok ciddi “hukuksuzluk”, “hakkaniyetsizlik”, “yerindesizlik,” ve benzerleri yapılmış, Anayasamızın “sosyal devlet” ve “eşitlik” ilkeleri çiğnenmiş, ayrıca genel “siyaset biliminin verilerine” de aykırı davranılmıştır.
Şöyle ki:
A- Suların kaynağı açısında kısmi belirleme:
a- “Bağbaşı Barajı’nda” toplanacak suyun ilk kaynakları, “Bozkır İlçemize” bağlı “Dereiçi”, “Küçükhisarlık”, “Söğüt” ve “Hisarlık” Beldelerine ait yaylalardır. Yine devamla “Hadim İlçemize” Bağlı “Korualan”, “Dedemli”, “Yalınçevre”, “İğdeören”, Beldeleri ile “Dedemli’den” yukarıda yerleşik bulunan iki ayrı köyün arazileridir.
b- Yine aynı şekilde, “Bozkır’a” bağlı “Söğüt”, “Dereiçi”, “Hisarlık”, “Küçükhisarlık”, “Yelbeyi”, “Taşbaşı” ile “Hadim’e” bağlı, “Bağbaşı”, “Bolat” belde ve köylerinin arazileridir.
c-Bu Baraj’da toplanacak kaynak sularının dışındaki suların su toplama havzaları da yine yukarı “a” ve “b” maddelerinde andığımız yerleşim yerleri ile “Bozkır’a” bağlı “Hacılar” ve “Işıklar” adlı yerleşim yerlerine ait arazilerdir.
B- Projenin Su toplama barajı olan, “Bağbaşı Barajı” Hadim ve Bozkır İlçelerimizin ortak arası üzerindedir. Yukarıda saydığımız yerleşim yerlerine ait ve Baraj’ın su toplama alanı içinde kalacak olan yerleşim yerlerinin, bidayetten beri sulu tarım yapageldikleri araziler, hangi bedelle kamulaştırılırsa kamulaştırılsın, projenin mevcut haliyle hukuka uygun olmayacaktır.
Çünkü:
a- Bidayetten beri bu sulardan yaralanmakta olanların ellerine üç kuruş para atılarak onlar suyu kullanım ve sudun yaralanma haklarından men edilemezler! Böylesi bir fiili olanaksızlık da yaratılamaz. Ulaşım olanakları da zorlaştırılamaz. Kaldı ki durum böyledir!
b- Ayrıca projenin mevcut hali ve öngörülen uygulaması ile bahse konu yerleşim alanlarının geride sulu tarım yapabilecekleri arazileri kalmamaktadır. Onların baraj altında kalan ve sulu tarım yapmakta oldukları arazilerinin yok edilmesi, bunun yerine yenisinin ikame edilmemesi bu uygulamadan zarar görecek yerleşim yerlerinin kül halinde parasal değerlerini yitirmesine neden de olacaktır. Yani zarar, kumulaştırma yapılan yerlerin değerleri ile sınırlı kalmayacaktır. Böylece bahse konu belde ve köyler yaşanılamaz hale gelecektir. Bu durum elbette sadece oraları değil, bahse konu ilçelerimizin de sosyal ve ekonomik hayatlarını olumsuz etkiyecektir. Bu hal hukuka uygun olmadığı gibi siyaseten de uygun bir durum değildir.
Sonuç olarak; hayatları yoksulluk içinde ama devlete bağlılıkla geçmiş halkımızın eline üç kuruş atarak sevindirmek iyi niyetle bağdaşmaz! Bu olsa olsa, devletin milletini suiistimali olur.
c- Bu baraj ile barajın aşağısında kalan ve bidayetten beri bu suyu kullanan, bu sudan faydalanan Bozkır ve Hadim’e bağılı bir kısım köyler de zarar görecekler, bidayetten beri olan su kullanımları engellenmiş olacaktır. Üstelik kendilerine hiçbir ücret ödenmeden yapılmaktadır bu haksızlık. Bu kalemden mağduriyet yaşayacak belde ve köyleri örneklemek gerekirse:
-Hadim’e bağlı “Bağbaşı, Yağcı, Yelmez, Mernek vs”. yerleşim yerleri ile
-Bozkır’a bağlı olan “Taşbaşı, Armutlu, Hamzalar vs”. yerlerdir.
d- Mavi Tünel’in çıktığı yerden aşağıya doğruki bir bölgede kurulacak ve "KOP'un" bir parçası konumundaki barajın altında da “Bozkır’a” bağlı “Kuşça Köyü’ne” ait sulu tarım arazileri kalacaktır. Bunların durumu da aynı yukarıda izah ettiğimiz gibi hukuksuz ve yersizdir.
C- “KOP” içerisinde, “Bağbaşı Barajı’na” ilave olarak daha yukarı, “Söğüt Köprüsü” denilen yerden başlayarak yukarıya ikinci bir barajın yapımı daha vardır. Bu baraj ile yine aynı şekilde, Hadim İlçemize Bağlı “Korualan, Dedemli, Yalınçevre, İğdeören,” Beldeleri ile Bozkır’a bağlı “Söğüt” ve bir kısım köylerin sulu tarım yaptıkları araziler yine aynı şekilde ellerinden çıkacaktır.
a- İş bununla da kalmayacak, ilave olarak “Dereiçi’nin Borkır sitikametine olan yolu” ile “Korualan, Dedemli, Yalınçevre, İğdeören’in yolları” da su altında kalacaktır. Buna ilaveten “Dereçini’nin” Konya ile olan bağlantı yolu da kapanacaktır. Bu anlamda kendilerine önerilen yol, “Bağbaşı Barajı’nın” güneyinden, yani “Toroslar’ın kuzey yamaçlarından” geçecek, olabildiğince dolambaç, oldukça virajlı, kar ve buzlanma nedeniyle, özellikle kış aylarında kullanıma izin vermeyen bir yol olacaktır.
b- Burada yapılması gereken, “Yalınçevre, Dedemli, Korualan,” yol kavşağından başlayarak “İğdeören’e”, oradan da “Söğüt ve Dereiçin’e ulaşacak bir yoldur. Yol oradan da “Bağbaşı Barajı’nın” yukarısındaki, “Yelbeyi ile Dereiçi” arasında bulunan “Göksü Kanyonunun” uygun bir yerine kurulacak köprü ile “Yelbeyi’ye” ulaşmalıdır.
2- Burada saydığımız yerleşim yerlerinin hepsi su fakiridirler. İçme suyuna dahi hasrettirler. Devletimizden bu güne dek aldıkları katkı adete “devede kulak” misalidir! Kaldı ki yapılmakta olan projenin ortaya çıkaracağı haksız ve yersiz mağduriyet, durumlarını daha da içinden çıkılmaz bir hale sokacaktır. Tüm çevreyi ekonomik ve buna bağlı olarak da tüm açılardan çökeceği açıktır. Buna kimsenin ve hiçbir yönetim organının hakkı olmasa gerektir.
A- Buradaki mağduriyet ve hukuksuzların çözüm yolu şunlardır:
a- Yapılmakta olan baraların uygun olanından alınacak su ile çevredeki yerleşim alanlarına rahatça dağıtım yapılabilecek yükseklikte bir arıtma tesisi kurularak bölgedeki tüm yerleşim yerlerine yeterli içme suyu tahsisi,
b- Halen sulu tarım yapılmakla kamulaştırılan, kamulaştırılacak olan arazi miktarlarına bakılmaksızın brajlarda toplanan suları kullanmak suretiyle sulu tarım yapabilecekleri yeni alanların oluşturulması ki bu alanlar eskisinden daha fazla olmalıdır.
c- Yol vb. eksikliklerin de aynı paralelde giderilmesi,
B- Bu konu “organik tarım” ve bölgenin “kalkınmada öncelikli bölge” olma hakkıyla da yakından ilgilidir.
Şöyle ki:
a- Çevrenin doğası bozulmamıştır, dolayısıyla kaliteli “organik tarıma,” özellikle de meyvecilik açısından oldukça uygundur.
“Yalınçevre, Korualan, Dedemli” başta olmak üzere, bölgenin son turfanda olarak yetiştirdiği kaliteli kirazlar yüksek bedellerle alıcı bulmaktadırlar.
Çevrede yetişen meyve sadece kirazla sınırlı olmadığı gibi, bölgenin kendine has meyveleri de vardır. Tabii ki sebze üretimi de vardır ve mümkündür. Organik olarak…
Şu halde bölgede yapılan sulu tarım tamamen yok edilmek yerine andığımız yönden geliştirilmelidir.
b- Bu geliştirmeyi bölge ve insanı hak etmektedir. Kendileri derhal “kalkınmada öncelikli yörelerin” arasına alınması ve yılların ihmalinin telâfisi de gerekmektedir. Daha çok mağduriyet değil!
C- Hukuksuzluğun giderilmesi için bazı ek önermeler:
a-“Mavi Tünel’in” “Kuşça” çıkışının hemen yukarı tarafında yeni bir baraj daha düşünülmelidir ki bu barajda toplanacak su, yukarı "2-A" madde ve bentlerinde anılan hizmetlerin karşılanması bakımından kaynak da teşkil edebilecektir.
Hattâ “Çarşamba Çayı’nın” baraj kurulan yer itibariyle debisi, “Göksu” üzerine kurulmakta olan barajların bulunduğu yerler itibariyle olan debisinden daha fazladır.
Aynı şekilde önerdiğimiz bu baraj nedeniyle, “Avdan, Karayahya, Pınarcık Yolören vs”. yerleşim yerlerinin sulu tarım yaptıkları alanların göreceği zararlar dahi Yukarı “2-A” madde ve bentlerinde izah ettiğimiz biçimde giderilmelidir.
b- Aynı şekilde, “Çağlayan Göleti’nin” su tutma bendi en az 15 metre olmak üzere gerektiği kadar yükseltilmelidir. Toplanacak suların kaçmasını engellemek için su toplanacak yerdeki düdenler kapatılmalıdır. Buradan elde edilecek su ile “Karacaardıç” dahil “Bozkır’ın” çevresinde bulunan bir çok köy ve kasaba sulama ve içme suyuna kavuşturulmalıdır.
Bu anlamda “Çarşamba Çayı’nın” gerek kaynakları, gerekse su toplama havzalarının, “Bozkır” İlçe merkezi ile bağlı yerleşim birimlerine ait araziler olduğu da unutulmalıdır. (Örneğin: “Avdan, Pınarcık, Karayahya, Yolören, Kozağaç, Dere, Çağlayan, Sorkun ve diğerleri” gibi)
İzah edegeldiğimiz gibi, sudan yararlanma bakımından, ilk hak sahiplerinin mağduriyetleri ortadayken, onları bu faydadan men eden bir proje (KOP) hukuki olamaz. Yasallığı da, yerindeliği de…
3- Buradaki kısa izahtan da anlaşılacağı üzere, “KOP” kapsamında toplanarak, sadece Konya Ovası’na tahsise kalkışılan suyun kullanımdan, su kaynak ve toplama alanlarının sahipleri ile bu sudan bidayetten beri faydalanmakta olanlar, “sular hukukuna” da aykırı olarak men edilmektedirler. Dediğimiz gibi mevcut proje, başta “Sular Hukuku” olmak üzere, “temel hukuk ilkelerine”, “hak ve hakkaniyete”, Anayasamızın “sosyal devlet” ve “eşitlik” ilkelerine doğrudan doğruya aykırıdır.
Kaldı ki bu durum, idari uygulamalarda uyulması gereken “yerindelik” ilkesi ve “genel siyaset” kurumunun verileri ile de çelişmektedir.. Bölge olanaklarıyla evvela kendisinin kalkındırılması gerekirken, böyle bir mahrumiyet oluşturulmasının hiçbir izahı yoktur.
4- Anılan nedenlerle ve hukuka uygun olmayan “Konya Ovası Sulama Projesi’nin” iptali ile, işaret ettiğimiz aykırılıklar giderilecek şekilde yeniden düzenlenerek uygulanmsını talep etmek zorunda kaldık.
SONUÇ TALEP: Anılan ve resen gözeteceğiniz nedenlerle ve öncelikle aynı paralelde dava açma ve özel hukuka dair haklarımız saklı kalmak üzere;
Anılan mevcut “KOP” “Konya Ovası Projesi’nin” iptal edilmesini, mevcut uygulamamın durdurulmasını, andığımız aykırılıkların, giderilerek projenin bu yeni haliyle uygulamaya konulmasını saygıyla takdirlerinize arz ve talep ederiz. … /… / 2011
Adresi: Adı-Soyadı ve imzası :
Adresi: Adı-Soyadı ve imzası :
Bu dilekçeyi bir an evvel hazırlamam korusundaki katkıları nedeniyle Huseyin DUMRU'ya teşekkür ediyorum!
YanıtlaSil