Yalıhüyük ilçesinde bulunan ve sayıları onu geçmeyen esnaf, ayakta kalmak için büyük bir çaba harcıyor. Yaşanan ekonomik sıkıntı, ilçede vatandaşların alım gücünün az olması ve ticari halatın yok denecek kadar az olması esnafı oldukça zor durumda bırakıyor.
İlçede uzun yıllardır market işleten Niyazi Şimşek yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi. Şimşek, “Hem market üzerine hem de elma sektöründe çalışan bir esnafım. Fakat burası gelişme değil de gerileme dönemine girdi nüfus gün geçtikçe bitti. Şu an ilçede nüfus tabelada bin 700 yazıyor ama ikamet eden herhalde 500 civarında. Ben öyle görüyorum. Memurlar Seydişehir ve Bozkır’da ikamet ediyor. İlçe olmasına rağmen nüfus bitti burada. Esnaf olarak eskiden burada 13 bakkal vardı şimdi 3 kişi kaldık. Hepimiz bitmiş durumdayız sancılı günler geçiriyoruz. Nereye kadar dayanırız bilemem” dedi.
Yalıhüyük ilçesinin gelişmiş ilçe statüsünde olmasına bir anlam veremediğini de dile getiren Şimşek, “Yalıhüyük sözde gelişmiş ilçeler arasında, ama herkes sıkıntılı nasıl gelişmiş ilçe bilmiyorum. Kağıt üzerinde gelir düzeyi yüksek ilçe ama hiçbir faaliyet yok. Esnaf bitmiş, çiftçi bitmiş, üretici bitmiş herkes mağdur bu nasıl gelişme? Esnaf olarak Bozkır esnaf odasıyla çalışıyoruz. Zaten Bozkır’dan kurtulamadık. 91’de ilçe olduk hala Bozkır ve Seydişehir bağımlılığımız devam ediyor. Para ile veresiye defteri satabilirim, veresiye maalesef çok. Her şeyimiz sıkıntı. Nohut zamanı buralar çok iyi idi ekonomi canlıydı. 300 teneke nohut satıldığı zaman araba, traktör ev alınıyordu. Fakat şimdi ilçe olduk ne inşaat, ne iş sektörü kaldı. Ben buranın 10 sene sonrasını göremiyorum bakkala bir müşteri bulsam satar giderim” diye konuştu.
Yalıhüyük ilçesinin gelişmiş ilçe statüsünde olmasına bir anlam veremediğini de dile getiren Şimşek, “Yalıhüyük sözde gelişmiş ilçeler arasında, ama herkes sıkıntılı nasıl gelişmiş ilçe bilmiyorum. Kağıt üzerinde gelir düzeyi yüksek ilçe ama hiçbir faaliyet yok. Esnaf bitmiş, çiftçi bitmiş, üretici bitmiş herkes mağdur bu nasıl gelişme? Esnaf olarak Bozkır esnaf odasıyla çalışıyoruz. Zaten Bozkır’dan kurtulamadık. 91’de ilçe olduk hala Bozkır ve Seydişehir bağımlılığımız devam ediyor. Para ile veresiye defteri satabilirim, veresiye maalesef çok. Her şeyimiz sıkıntı. Nohut zamanı buralar çok iyi idi ekonomi canlıydı. 300 teneke nohut satıldığı zaman araba, traktör ev alınıyordu. Fakat şimdi ilçe olduk ne inşaat, ne iş sektörü kaldı. Ben buranın 10 sene sonrasını göremiyorum bakkala bir müşteri bulsam satar giderim” diye konuştu.
Yalıhüyük'ün en rahat köyü SARAYKÖY
Yalıhüyük İlçesi’ne bağlı Sarayköy, 8 hanesi, 21 nüfusu, tamamı emekli aile reisleri, halkın geçimini sağladığı 40’a yakın büyükbaş hayvanı, onlarca dönüm arazisi, köyün hemen yanından geçen Suğla gölü destek kanalı üzerine kurdukları teleferiği ile bölgenin en sorunsuz ve en rahat köyü olma özelliğine sahip.
Köyde altyapı dahil birçok sorunun ilçe ve hayırseverler tarafından giderildiğini ifade eden köy muhtarı Muzaffer Belenbaşı, “Sarayköy’de yaşayan aile bireylerinin hiçbir sorunlarının olmadığını söyledi. Belenbaşı, “Buranın sorunları çok fazla değil. Yollarımız yapılı, altyapı sorunumuz yok. Sadece içme suyumuzu depolayacak su deposu istiyoruz. Bunun haricinde hiçbir istediğimiz yok. Köyümüz bu kadar rahat ama ne yazık ki tarihi konusunda hiçbir kimsenin fazla bir bilgisi yok. Köyde birisi çok eskilere dayanan iki mezarlık var. Eski mezarlık buranın tarihinin oldukça eskilere dayandığını gösteriyor. Onun haricinde net bir bilgiye sahip değiliz” diye konuştu.
Köy yaşantısına ve aileler arasında yaşanan sorunlara da değinen Belenbaşı, “Köyümüzde kahvehane veya her hangi bir iş yeri olmadığı için mahalle sakinleri yatsı namazından sonra evlerine çekilir. Burada yaşantı tamamen böyle geçer. Nüfusun az olması, bir takım sorunları oluştursa da bizler rahatız. Sadece muhtarlık seçimlerinde biraz çekişme olur o kadar. Bunun dışında rahatımız iyi” dedi.
Köy yaşantısına ve aileler arasında yaşanan sorunlara da değinen Belenbaşı, “Köyümüzde kahvehane veya her hangi bir iş yeri olmadığı için mahalle sakinleri yatsı namazından sonra evlerine çekilir. Burada yaşantı tamamen böyle geçer. Nüfusun az olması, bir takım sorunları oluştursa da bizler rahatız. Sadece muhtarlık seçimlerinde biraz çekişme olur o kadar. Bunun dışında rahatımız iyi” dedi.
Yalıhüyük İl Genel Meclis Üyesi Recep Akyıldız, ilçenin kalkınmasının bir an önce gelişmiş ilçe statüsünden çıkartılarak yeni desteklerin verilmesi ile mümkün olacağını söyledi.
Ahırlı ilçesinde olduğu gibi Yalıhüyük ilçesinde de çeşitli birimler ve vatandaşlar ile görüşerek ilçenin sorunlarını dinledik. Yalıhüyük İlçesi İl Genel Meclis Üyesi Recep Akyıldız ile yaptığımız görüşmede ilçenin sorunlarını ve çözüm önerilerini anlattı. İlk olarak Suğla Gölü üzerinde balıkçı kayıkları ile açıldığımız göl ortasında sorunları dile getiren Akyıldız, ilçenin tanıtımı ve sorunlarının gündeme getirilmesine vesile olan gezimizden dolayı teşekkür etti. Sadece iki köyü olan ve gelişmiş ilçe statüsünde olduğu için İller Bankası’ndan yeterli payı alamadığını ifade eden Akyıldız, ilk olarak Suğla Gölü’nün durumu ile konuşmasına başladı.
Akyıldız, “Az önce gezinizde de gördünüz Suğla Gölü 65 kilometre karelik bir alanda kurulmuş durumda. Daha öncesi komple 125 kilometre idi. Suğla’da önceleri göl olduğu zaman 7 yıl balıkçılık, suların çekilmesiyle de nohut ekimi yapılıyordu. Bu barajın yapılmasının ardından bu iki özellik artık yok oldu. Hatta 1969 yılında su o kadar yükselmişti ki Yalıhüyük bölgesinde yaşayan yüzlerce vatandaş evsiz kalmıştı. Bu mahrumiyetten ve göl baskınından sonra hükümetin burada yaşayan insanlara yaptığı bir ayrıcalık ile bölge halkının büyük bölümü Avrupa’ya göç etmek zorunda kaldı. O yıllarda Suğla’nın göl olduğu dönemde yaklaşık 100 hane balıkçılık ile geçiniyordu. Ancak şu anda o kadar iyi balık çıkmıyor. Bunun nedeni konusunda ciddi çalışmalarımız var” dedi.
Yalıhüyük ilçesinin yıllardır kaderine terk edildiğini de belirten Akyıldız, “Şöyle ki şu gördüğünüz 65 kilometrelik alanda yapılan barajın üzülerek söylemek gerekirse ne Yalıhüyük’e ne Ahırlı’ya ne Bozkır’a ne de Seydişehir ve köylerine hiçbir faydası yok. Burada biriken sular tarımsal sulama amaçlı olarak başka bölgelere gitmekte. Yalıhüyük’ün bir sıkıntısı da iki tane köye bağlı olması öyle de bir acı yaşıyor. Hatta bir buçuk diyelim bir tanesinin köy nüfusu şu anda 22 civarında. Bilmiyorum siyasi bir karar mı? Yanlış atılmış bir adım mı? Ama ne olursa olsun bu yanlış kararların bedelini bu bölgede yaşayan insan ödüyor. Alınan bu yanlış kararların düzeltilmesi için üst düzey yetkililerden çağrı bekliyoruz. Burada yıllık 40 ile 50 düğün oluyor fakat Yalıhüyük’te kalan yok. İşsizlik hat safhada sürekli göç veriyoruz nüfus bin 700’lere kadar düştü. Bu nüfus sadece bugün Almanya’ya da diğer Avrupa şehirlerinde yaşayanların nüfusudur. Yalıhüyük şu an bin 700 civarında. Bunun sonucunda da iller bankasından gelen pay az olduğu için belediyeler sıkıntı içerisinde hizmet verme gayreti içerisine giriyor” diye konuştu.
İl Genel Meclis Üyesi olarak yollar ve tarımla ilgili çalışmaları olduğunu da vurgulayan Akyıldız, “Tarımsal olarak elma ve asma dağıtımı için talepleri olan arkadaşların taleplerini alıyoruz. Yine özel idarenin destekleri ile burada tekrar üzümcülüğü bağcılığı geliştirmeyi düşünüyoruz. Çiftçilerimizin zarar görmemeleri için düşündüğümüz, ‘Erken don uyarı sistemi’ sayesinde ürünlerin donmasını engellemeyi düşünüyoruz. Şu an il özel idarede önergemiz kabul edildi don uyarı sistemi erken uyarı sistemi kısa sürede kurulacak. Her yıl 5 ile 6 bin ton arasında kapasitesi olan elma üretimi bu yıl yaklaşık 300 ile 400 ton da kapandı. Elmaların büyük bölümü de üşüdüğü için meyveler oldukça ucuz fiyata verildi. Erken uyarı sistemi de kurulursa çiftçilerimizi önceden uyarabiliriz. Şu an sulama projesi başladı 3,5 yıl sürmesi bekleniyor. Bölgeye 350 kilometre uzunluğunda bir kanal sistemi düşünülüyor. Sulanabilir tarım suyunu nereden alacaklarını bilmiyorum. Beyşehir beslemeli mi olacak yoksa bu barajdan biz de faydalanabilecek miyiz o zaman belli olacak” şeklinde konuştu.
Konuşmasında Suğla arazisinin satışı söz konusu olduğunu belirten Akyıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü, “Suğla arazisinin satışında yüksek rakamlar gelir de bizim çiftçilerimiz alamayacak durumda olur da dışarıdan alacaklar olursa onun da önlemini şimdiden alınması gerektiğini düşünüyorum. Burada yaşayan halk 1968 yılında nasıl evleri yıkılıp mağdur olduysa buradaki tarım arazisinde de buradaki halkın yararlanmasını istiyoruz. Dolayısıyla satışının Ahırlı, Yalıhüyük gibi bu bölge halkının öncelikli olmasını arzu ediyoruz. Bu konuyla ilgili de hazineden sorumlu bakanlara bürokratlara sesleniyorum Suğla’dan mutlaka buradaki vatandaşlar yararlanmalı.
Şu anda Suğla Gölü’nden balıkçılık yaparak geçimin sağlayan arkadaşlarımızın da sorunları var. Balıkçı arkadaşlar buradaki balığın kanallar aracılığı ile başka bölgelere akıp gittiğini söylediler. Bizim talebimiz burada yetişen balığın korunması için buraya bir eleğin yapılması idi. İl Özel İdare olarak bizim böyle bir çalışma yapma yetkimiz yok. Bunun için DSİ’nin desteğine ihtiyacımız olacak. 10 yıl önce tutulan balık şimdi yok. Bu balık bir şekilde kayboluyor bununla ilgili çalışma devlet su işlerinin yapması lazım”
Açıklamasının sonunda ilçenin kalkınması için önceden alınan kararların mutlaka yeniden gözden geçirilmesini isteyen Akyıldız, ilçenin gelişmesi ve sorunlarının çözümü için aslında önemli olan en öncelikli sorunun bu ilçenin bir an evvel gelişmiş ilçe statüsünden çıkartılarak yeniden hak ettiği payı almasını sağlamakla mümkün olacağını söyledi.
Akyıldız, bin bir türlü sıkıntı ve zorluk içerisinde görev yapmak zorunda bırakılan idarecilerin bölgelerine ve halkına daha iyi hizmet vermesi için desteklenmesi için yetkililerin bu yayınlara mutlaka kulak vermesini de sözlerine ekledi.
Merhaba Gazetesi
Akyıldız, “Az önce gezinizde de gördünüz Suğla Gölü 65 kilometre karelik bir alanda kurulmuş durumda. Daha öncesi komple 125 kilometre idi. Suğla’da önceleri göl olduğu zaman 7 yıl balıkçılık, suların çekilmesiyle de nohut ekimi yapılıyordu. Bu barajın yapılmasının ardından bu iki özellik artık yok oldu. Hatta 1969 yılında su o kadar yükselmişti ki Yalıhüyük bölgesinde yaşayan yüzlerce vatandaş evsiz kalmıştı. Bu mahrumiyetten ve göl baskınından sonra hükümetin burada yaşayan insanlara yaptığı bir ayrıcalık ile bölge halkının büyük bölümü Avrupa’ya göç etmek zorunda kaldı. O yıllarda Suğla’nın göl olduğu dönemde yaklaşık 100 hane balıkçılık ile geçiniyordu. Ancak şu anda o kadar iyi balık çıkmıyor. Bunun nedeni konusunda ciddi çalışmalarımız var” dedi.
Yalıhüyük ilçesinin yıllardır kaderine terk edildiğini de belirten Akyıldız, “Şöyle ki şu gördüğünüz 65 kilometrelik alanda yapılan barajın üzülerek söylemek gerekirse ne Yalıhüyük’e ne Ahırlı’ya ne Bozkır’a ne de Seydişehir ve köylerine hiçbir faydası yok. Burada biriken sular tarımsal sulama amaçlı olarak başka bölgelere gitmekte. Yalıhüyük’ün bir sıkıntısı da iki tane köye bağlı olması öyle de bir acı yaşıyor. Hatta bir buçuk diyelim bir tanesinin köy nüfusu şu anda 22 civarında. Bilmiyorum siyasi bir karar mı? Yanlış atılmış bir adım mı? Ama ne olursa olsun bu yanlış kararların bedelini bu bölgede yaşayan insan ödüyor. Alınan bu yanlış kararların düzeltilmesi için üst düzey yetkililerden çağrı bekliyoruz. Burada yıllık 40 ile 50 düğün oluyor fakat Yalıhüyük’te kalan yok. İşsizlik hat safhada sürekli göç veriyoruz nüfus bin 700’lere kadar düştü. Bu nüfus sadece bugün Almanya’ya da diğer Avrupa şehirlerinde yaşayanların nüfusudur. Yalıhüyük şu an bin 700 civarında. Bunun sonucunda da iller bankasından gelen pay az olduğu için belediyeler sıkıntı içerisinde hizmet verme gayreti içerisine giriyor” diye konuştu.
İl Genel Meclis Üyesi olarak yollar ve tarımla ilgili çalışmaları olduğunu da vurgulayan Akyıldız, “Tarımsal olarak elma ve asma dağıtımı için talepleri olan arkadaşların taleplerini alıyoruz. Yine özel idarenin destekleri ile burada tekrar üzümcülüğü bağcılığı geliştirmeyi düşünüyoruz. Çiftçilerimizin zarar görmemeleri için düşündüğümüz, ‘Erken don uyarı sistemi’ sayesinde ürünlerin donmasını engellemeyi düşünüyoruz. Şu an il özel idarede önergemiz kabul edildi don uyarı sistemi erken uyarı sistemi kısa sürede kurulacak. Her yıl 5 ile 6 bin ton arasında kapasitesi olan elma üretimi bu yıl yaklaşık 300 ile 400 ton da kapandı. Elmaların büyük bölümü de üşüdüğü için meyveler oldukça ucuz fiyata verildi. Erken uyarı sistemi de kurulursa çiftçilerimizi önceden uyarabiliriz. Şu an sulama projesi başladı 3,5 yıl sürmesi bekleniyor. Bölgeye 350 kilometre uzunluğunda bir kanal sistemi düşünülüyor. Sulanabilir tarım suyunu nereden alacaklarını bilmiyorum. Beyşehir beslemeli mi olacak yoksa bu barajdan biz de faydalanabilecek miyiz o zaman belli olacak” şeklinde konuştu.
Konuşmasında Suğla arazisinin satışı söz konusu olduğunu belirten Akyıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü, “Suğla arazisinin satışında yüksek rakamlar gelir de bizim çiftçilerimiz alamayacak durumda olur da dışarıdan alacaklar olursa onun da önlemini şimdiden alınması gerektiğini düşünüyorum. Burada yaşayan halk 1968 yılında nasıl evleri yıkılıp mağdur olduysa buradaki tarım arazisinde de buradaki halkın yararlanmasını istiyoruz. Dolayısıyla satışının Ahırlı, Yalıhüyük gibi bu bölge halkının öncelikli olmasını arzu ediyoruz. Bu konuyla ilgili de hazineden sorumlu bakanlara bürokratlara sesleniyorum Suğla’dan mutlaka buradaki vatandaşlar yararlanmalı.
Şu anda Suğla Gölü’nden balıkçılık yaparak geçimin sağlayan arkadaşlarımızın da sorunları var. Balıkçı arkadaşlar buradaki balığın kanallar aracılığı ile başka bölgelere akıp gittiğini söylediler. Bizim talebimiz burada yetişen balığın korunması için buraya bir eleğin yapılması idi. İl Özel İdare olarak bizim böyle bir çalışma yapma yetkimiz yok. Bunun için DSİ’nin desteğine ihtiyacımız olacak. 10 yıl önce tutulan balık şimdi yok. Bu balık bir şekilde kayboluyor bununla ilgili çalışma devlet su işlerinin yapması lazım”
Açıklamasının sonunda ilçenin kalkınması için önceden alınan kararların mutlaka yeniden gözden geçirilmesini isteyen Akyıldız, ilçenin gelişmesi ve sorunlarının çözümü için aslında önemli olan en öncelikli sorunun bu ilçenin bir an evvel gelişmiş ilçe statüsünden çıkartılarak yeniden hak ettiği payı almasını sağlamakla mümkün olacağını söyledi.
Akyıldız, bin bir türlü sıkıntı ve zorluk içerisinde görev yapmak zorunda bırakılan idarecilerin bölgelerine ve halkına daha iyi hizmet vermesi için desteklenmesi için yetkililerin bu yayınlara mutlaka kulak vermesini de sözlerine ekledi.