2040’lı yıllarda dünyanın en büyük ekonomileri arasında olması beklenen, hızlı, gelişen rekabetçi ekonomiler Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in İngilizce baş harflerinden oluşan kısaltması. Hepsi gelişen pazarlar. Muazzam nüfusları ve çok ucuz işçilik imkânları ile BRİC, adeta Amerika ve Avrupa’nın iş atölyesi durumundalar.
BRİC Ülkeleri’nin yüzölçümü, dünya yüzölçümünün % 26 sini, nüfusu ise dünya nüfusunun % 42 sini oluşturuyor. BRİC’ e çok büyük yatırımlar yapıldı. Toplam nüfusları 3 milyar kişiye yaklaşan bu dört ülke, gelecekte dünyanın 5 en büyük ekonomisinin 4’ünü oluşturacağı görülüyor.
BRİC Ülkeleri arasında hikâyesi en kuvvetli olanı ÇİN hiç şüphesiz büyük bir nüfusu ve üretim gücü ile önümüzdeki 10-15 yıl içinde dünyanın en büyük ekonomik gücü olacak. Şu an dünyadaki DVD sürücülerinin % 99,8 Çin de üretilmesi geleceğin bir sinyali olsa gerek değil mi?
Ayrıca Çin,2008-2010 döneminde gelişmekte olan ülkelere milyar doları bulan krediler verdi. Çin’in başta Afrika ülkeleri olmak üzere, gelişmekte olan ülkelere iğlisi giderek artmakta. Pekin hükümeti ile Çin kamu bankaları gelişmekte olan ülkelere, Çin mallarına Pazar açmak ve hızla büyüyen ekonomisinin hammadde ihtiyacını karşılamak için borç veriyor.
Çin ‘in vermiş olduğu kredilerinden en çok hammadde zengini ülkeler yararlanıyor. Çin bankaları Rusya, Venezüella ve Brezilya gibi ülkelere petrol karşılığında para veriyor. Gana ve Arjantin gibi ülkeler Çin kredisiyle Çin şirketlerine kara ve demiryolları inşa ettiriyor.
RUSYA, geniş doğalgaz ve petrol yataklarındaki hâkimiyeti ile beklenen çok daha hızlı kendi güçlü potansiyel varlığını hissettirdi. KGB ekibi gücünü Putin ile birleştirince tam anlamıyla iddialı bir ekonomik güç ve ülke konumuna geldiler.
HİNDİSTAN, 1,2 milyar kişilik muazzam nüfusu, bilgisayar yazılımındaki becerisi ile kendini gelecekte en çok hissettirecek ülkeler arasında olmayı başardı.
BREZİLYA, zengin maden yatakları ve kısa sürede borcunu ödeyemeyen ülke konumundaki statüsünden, İMF ye borç veren ülke konumuna yükselmesiyle yerini hak ediyor.
TÜRKİYE, Meksika, Güney Kore, Endonezya’yı gelişmekte olan ülkeler kategorisinden çıkartıp, büyüyen pazarlar, BRİC e dâhil edilmesi konuşuluyor. Bu konu bütün gazetelere haber konusu oldu. İşin aslı böylemi? Bence böyle olması mümkün değil aramızda dağlar kadar fark var. Türkiye’nin mevcut ekonomik gidişatı, yüksek cari açık önemli bir etken durumunda.
Ülke boyutuyla bakıldığında iddialı olan BRİC ülkelerin tamamında halk fakir. Kişi başı gelir oldukça az ve dolayısıyla ürettikleri malı dışarı satmak zorundalar. Halkın yeterli parası ve talebi yok. Zengin ülkelerde tüketim düşer ise bu ülkelerde üretim sekteye uğrayacak ve sorunlar yaşanacaktır. Bu zorlukları hisseden Çin yönetimi krediler vererek bu sorunu açma aşamasında
Rusya, Çin ve Hindistan’ın küresel yavaşlamadan kötü etkileneceği dolayısıyla bağımlı oldukları ABD, İngiltere ve Avrupa ya gereken parayı sağlamak zorunda olacakları kesin olan bir vaka! Nitekim ne Çin ne Rusya mevcut sistemden vazgeçebilecek durumda değiller. BRİC ülkelerine akan nakit sayesinde bu ülkeler kendi ekonomilerini güçlendirdiler ve kapitalist sisteme çoktan adapte oldular. Şimdi işin kaymağını yeme sırası BRİC ülkelerinde
