Bankaların Sayın Genel Müdürleri,
Özellikle sahipleri yada tüzel kişiliklerinin temsilcileri,
Ey bunların, daha doğrusu para babalarının işbirlikçileri
Ey çıkar çeteleri,
Ey bunların en önde gelenleri,
Ve de en alttaki “atıntı” toplayıcıları,
Hepiniz fazla gittiniz ileri…!
Bırakın artık bu maskaralıkları…
Ve iyi anlayın şurada yazılanları!
Sözü fazla dağıtmayalım da toparlayalım artık!
Evvela, birkaç ödevinizi sıralayalım tek, tek:
-Bankaların hepsi kamusal görev yaparlar evvela!
- Kârlılık ikinci sırada…!
-Verimlilik ise en başta…!
-Teknolojiyi takip ise en evvela…
-Vatandaşa saygı ise bir numara…
Sen ise, hep arıyorsun var mı onun cebin de para!?
Olmaz; Efendim olmaz…! Olamaz…!
*************
“Bu ülkede banka ve şube sayısı haddinden fazladır!
Personel sayısı ha kezadır!
Hatta bunların bir çoğu batakçı ve hortumcudur!”
Diyenleri hepimiz gördük!
Gördük tanıdık!
Bu memlekette nasıl banka batırıldığını;
Nasıl ve ne için batırıldığını gördük ve bildik! Anladık…!
KİT numaralarını da…!
Yani devlet mallarının ve olanaklarının nasıl peşkeş çekildiğini de…!
Kimlere verildiğini de…!
Gerçek hortumcuları da…
Hey neyse işte; söze fazla uzatmayalım!
İşin tadını kaçırmayalım!
Bazılarınız onun bunun bankasını, milletin mallarını yok parasına aldınız!
Şimdi oralara bir güzel kuruldunuz!
Halkımın, “eh işte; olabilen” o azıcık emeğine gözünüzü diktiniz!
Üstelik de eze, eze…!
Yaptığınız hep eza, hep eza…!
Aslında sizin amacınız başka ya;
İşin orası, her neyse…!?
Bu topraklara sahip çıkılır, inşallah her nasılsa!
*************
Dediklerimi nasıl mı yaptınız?
İnsanıma sürekli tüketim ve çıkarcılık pompaladınız!
Bu yoldan giderek birçoğunu köle yapıp esir aldınız!
Ama bu gidiş yürüyemez; sakın unutmayınız! Sakın ha…!
*************
Beş kişinin yapacağı işi, bir-iki kişiye yaptırıyorsunuz!
Personelinizi, pardon milletimizi çıkara kaptırıyorsunuz!
“Canını çıkarırcasına” çalıştırıyorsunuz!
Bu bir gerçek: Harıl, harıl çalışıyorlar! İyi de…!?
Aaa…! O kuyruklar da ne öyle…?
Milletin zamanını da çalıyorsunuz böyle.
Öyle ya; herkes size köle(!)
Parası falan da neymiş?
O da hiç yeter miymiş?
Her şeyini elinden almalı, hile ile!
Aman çaktırmayın hele!
Yalnız iyi bilin; gerçekten gitmez böyle…!
*************
Tümünüz, asıl para babalarıyla işbirliğindesiniz!
Hele o 444’lü telefonlarınızın hali ne öyle?
Her birinizinkinde ayrı bir numara.!?
Kâh bekle saatlerce…!
Kâh düş telefondan bir güzelce!
Dinle… Dinle…
İşin yoksa reklam dinle…!
Üstelik de kendi paranla…!?
Vah milletime, vah devletime…!
Vah ki ne vah!
Ama bana iyi bak!
Elbet insanım esaretten kurtulacak!
Hem de çar, çabucak!
Ve nice hesaplar soracak!
Gel, en iyisi vaktiyle sen, bu işlerin bir çaresine bak!
Olmaz; olamaz böylesine, nice-nice kıyak!
Ey milletim sen de olma artık; daha fazla …?…ak!!!
Ey aziz Milletim; aç şu gözüne de biraz çevrene bak!
Ve derhal çıkarcılığı bırak!
Yoksa çok bağırırsın; cıyak cıyak…!
Haaa…!!! Bir mesele daha…?
Tüm bu sözlerimiz; yani diktiğimiz bu ceket, kendine uyana…!
Uydurana…!
İsteyip, alana; aldırana…!!!
Cıyak, cıyak bağırmadığımız günlere doğru gidelim Efendim!
Ey Aziz ve muhterem milletim!
Ekim.2009-Güncelleme:23.Şubat.2011
Av. Mehmet DURAN
Kitap ve köşe yazılarıma erişmek isteyenlere…