Recent Comments

ALLAH SONUMUZU HAYIR ETSİN!

Konuşurken mangalda kül bırakmıyoruz. Her şeyi biliyoruz ve her şeyden de şikayetçiyiz. Şikâyet ettiğimiz konularda birlik oluşturup, elele verip bir çözüm arayalım, yâda bu konunun muhatabı, yetkilisi, sorumlusu kimse ona gidip derdimizi anlatalım dediğinizde “aslında öyle yapmak lazım amma...” diye başlayıp, sonu gelmeyen cümlelerle birlikte ortadan kayboluyoruz. Başka bir mekânda aynı şikayetlere devam ediyoruz.
Niye böyle yapıyoruz? Çünkü bir kurtarıcının bizi kurtaracağına inanıyoruz. Suya sabuna dokunmadan işlerin birileri tarafından hallolmasını bekliyoruz. “Gazete bunu niye yazmaz?” diye haykırıldığında “ haydi toplanıp bir demeç verelim” dediğimiz de şikayet edenlerin yan çizmelerinin sebebi bu. Maşa varken ellini yakmak istememek yada “elin geçtiği kapıdan bizde geçeriz canım, elle gelen düğün bayram, bir benmiyim şikayetçi herkes bu durumda, ben çıkıpta sivrilmeyeyim.” Maalesef mantığımız böyle işliyor ve gereğini yapmak yerine, başkalarının bizim yerimize hakkımızı aramasını, bizim yerimize kahramanlık yapmasını bekliyoruz. Ancak kahraman bulmak başka bir deyişle bir maşa bulmak, gün geçtikçe zorlaşıyor. Çünkü sorun çözüldüğünde kimse o işi bitiren kişiyi hatırlamıyor yâda teşekkür etmiyor.
Çarşıda esnaf sinek avlıyor, çarşıda esnaftan ve öğrenciden başka kimse yok. En çok ciro yapması beklenen işyerleri bile, işçisinin ücretini ödemede zorlanıyorlar. Hangi iş yerine varsan, suratlar asık ve ödemeler düşünülüyor. Cuma pazarı da gücünü kaybetti ,esnafın tek umudu cumaların hasılatını yabancı esnaflar alıp götürüyor. Bozkır esnafı yine kendisiyle başbaşa kalıyor. Devlet daireleri tek tek kapanırken sesi çıkmayanlar, şimdi düşen ciroları görünce kara kara düşünüyorlar. Memurların pek çoğunun Bozkır’da ikamet etmediği söyleniyor şikayet ediliyor. Bu konunun üzerine gitmemiz isteniyor, ama “haydi hep birlikte bir açıklama yapalım gazeteye” dediğimizde, herkesin bir işi çıkıyor. “Aman ben kötü olmayayım, neme lazım!” deniliyor.
Bu atalet durumu sadece biz yerli Bozkırlılarda değil, üniversitemizin öğrencilerinde de görülüyor. Bozkır’ımızda sosyal faaliyet yok diye şikâyet eden öğrencilere, tiyatro spor ve müzik konularında imkanlar veriliyor, hocalarımız zamanlarını ayırıp faaliyet için çırpınırken, şikayet eden öğrencilerden hiç birisi faaliyetlere katılmıyor. Yurt müdüremiz, okul müdürümüz ve hocalarımız hatta belediyemiz her imkânı sunuyor, ama öğrenciler gayret etmek yerine yine sadece şikâyet ediyorlar. Herkesin üzerine bir ölü toprağı serpilmiş gibi kimse kıpırdamak istemiyor.
Hepimiz karanlığa küfrediyoruz ama bir mum yakmak için çabalamıyoruz. İçimizden birileri bir mum yakmaya kalksa da bir kova suyla onuda söndürüyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin...

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.
...

buttons=(Accept !) days=(20)

Bozkır Android Uygulamasını Telefonunuza indirin!!!
Accept !