Size, gizlide ve açıkta
Allah’tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı isyan ve günahları terk etmeyi, oruç tutmayı, namaza devam
etmeyi, sürekli olarak şehveti terk etmeyi, bütün yaratıklardan gelen cefaya
tahammüllü olmayı, aptal ve cahillerle oturmamayı, güzel davranışlı ve olgun
kişilerle birlikte bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların en hayırlısı,
insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır.
Yaşamı,”Hamdım, piştim, yandım”Sözleri ile
özetleyen Mevlana 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk’ın rahmetine kavuştu.
Mevlana’nın cenaze namazını vasiyeti üzerine Sadrettin Konevi kıldıracaktı.
Ancak Sadrettin Konevi çok sevdiği Mevlana’yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı.
Bunun üzerine Mevlana’nın cenaze namazını Kadı Siraceddin kıldırdı.
Mevlana
ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine,
yani Allah’ına kavuşacaktı. Onun için Mevlana
ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen ŞEB-İ ARÜS diyordu
ve dostlarına ölümün ardından ah-ah vah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet
ediyordu.
Ölüm
günümde tabutum yürüyüp gitmeye başladı mı, bende bu cihanın gamı var, dünyadan
ayrılığıma tasalanıyorum sanma, bu çeşit
şüpheye düşme.
Bana ağlama, yazık yazık
deme, şeytanın tuzağına düşersem işte hayıflanmanın sırası o zamandır. Cenazemi
görünce ayrılık ayrılık deme O vakit benim buluşma ve görüşme zamanımdır. Beni
kabre indirip bırakınca, sakın elveda elveda deme: zira mezar cennetler
topluluğunun perdesidir.
Batmayı gördün ya,
doğmayı da seyret. Güneşe ve aya batmadan ne ziyan geliyor ki? Sana batmak
görünür ama O doğmaktır. Mezar hapis gibi görünür ama O canın kurtuluşudur.
Hangi tohum yere ekildi
de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun. Hangi kova kuyu ya
salındı da dolu dolu çıkmadı? Can Yusuf’u ne diye kuyuda feryat etsin? Bu
tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç, Zira senin hayhuyun mekansızlık
aleminin fezasındadır.
Kardeş mezarına defsiz
gelme: Çünkü Allah meclisinde gamlı durmak yaraşmaz. Hak te’ ala beni aşk
şarabından yaratmıştır. Ölsem çürüsem bile, benim yine o aşkım Ölümümüzden
sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönlündedir.
MEVLANA,
OĞLUNA der-ki:
Eğer daima cennette olmak istersen, herkesle dost ol, hiç kimsenin kinini yüreğinde
tutma! Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma! Merhem ve Mum gibi
ol! İğne gibi olma. Eğer hiç kimseden fenalık gelmesini istemezsen, fena söyleyici,
fena öğretici, fena düşünceli olma! Çünkü bir adamı dostlukta anarsan, daima
sevinç içinde olursun. İşte O sevinç Cennetin ta kendisidir. Eger bir kimseyi
düşmanlıkta anarsan daima üzüntü içinde olursun.
İşte
bu gamda Cehennemin ta kendisidir. Dostlarını andığın vakit içinin bahçesi çiçeklenir.
Gül ve fesleğenle dolar, Düşmanları andığın vakit, için dikenler ve yılanlarla dolar,
canın sıkılır. Bütün Peygamberler ve veliler, böyle yaptılar, içlerindeki
karakteri dışarı vurdular. Halk onların bu güzel huyuna mağlup olup tutuldu,
hepsi gönül hoşluğu ile onların ümmeti ve müridi oldular.
Haftanın Sözü: Bilgelik NE yapılacağını, Beceri
NASIL yapılacağını bilmektir. Erdem ise GEREKENİ yapmaktır.