Teklifi; Kayserili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz hazırlamış, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli de savunmuştur. Gerçi AKP Konya Milletvekili arkadaşlarım da imza vermiştir, ancak teklifi hazırlayan Sayın Salih Kapusuz.
Konya Üniversitesine isim verilecekse önceliği Konyalıların olmalı, Madem çok kıymetli Konya Milletvekili arkadaşlarım bu konuya dâhil oldular, samimi olarak söylüyorum, keşke bizi de dâhil etselerdi ve Konya'ya yeni bir üniversite, hem de Konya'ya teknik üniversite kurulması yönünde bu teklifi dönüştürebilseydik. Sizler de kabul edersiniz ki rahmetli Necmettin Erbakan Hocama teknik üniversitenin adı daha da yakışırdı.
Biz, rahmete kavuşmuş büyüklerimizin üniversitelere adının verilmesine karşı değiliz, ama Bilecik Üniversitesine Şeyh Edebali'nin isminin, Kayseri Erciyes Üniversitesine "Alparslan Türkeş" isminin verilmesine niye hayır dediniz, bir türlü kabul edemiyoruz. Neden bu ayrımcılık, neden bu çifte standart, gelin, lütfen burada anlatın.
Bu arada, Sayın Millî Eğitim Bakanına da bir çift sözüm olacak. Kendisinin, Anayasa'nın 42'nci maddesine hilafına beyanı, üstelik de "Ne mahzuru var?" diye diklenişi olmuştur.
Sayın Bakan, Hoca Mevlânâ Ârız'ı ve dil ile ilgili şu sözlerini bilirsiniz: "Milliyet, bir milletin maddi vücududur. Din ve dil, bir milletin ruhudur. Tarih boyunca ne dinsiz ne de dilsiz bir millet olmamıştır." Millet olarak yaşamanın ilk şartı olarak dil birliğinin sağlanması gerektiğini söyleyen Karamanoğlu Mehmet Bey 13 Mayıs 1277 tarihli meşhur fermanında "Şimden girü hiç kimesne kapuda ve dîvânda ve mecâlis ve seyrânda Türkî dilinden gayrı dil söylemeye." diyor.
Bundan yaklaşık 740 yıl sonra, bir Karamanlı Bakan millî eğitim sisteminde "Türkçeden başka ana dillerde eğitim yapıla." diyor. Yazık çok yazık, gerçekten çok yazık! Ecdadımızı incittin, Karamanoğlu Mehmet Bey'in kemiklerini sızlattın.
Sayın Bakan, bugüne kadar PKK açılımını destekler bir beyanatınız olmamıştı. Siz de mi açıldınız, siz de mi açılımcı oldunuz, siz de mi BOP'çu oldunuz?
Bir milleti tarih sahnesinden indirmek isteyen güçler, ilk önce o milletin dilini hedef alır. İhanete uğrayan milletler ilk önce dilini, kimliğini, sonra da bütünlüğünü kaybeder.
Milletlerin sonsuza dek varlıklarını sürdürebilmelerinin can damarı olan dilleri tahrip edilince, nesiller arasında milletin devamı için vazgeçilmez olan değerlerin nakli imkânsız hâle gelir; bir kuşak sonra kültürel iletişim kesilir, millî kimlik yeni kuşaklara ulaştırılamaz; sonra o milletin bütünlüğü ve kültürünün tüm sembolleri tarihten silinip gider çünkü bir milletin varlığının temel unsuru, onun kültürü ve sesi olan dilidir.
Necmettin Erbakan Üniversitesinin Konya'mıza hayırlar getirmesini diliyorum, saygılar sunuyorum.
