Allah’a hamd,Hz.Muhammed(sav)’e salat ederim.
İnsan Allah’tan gelmiştir ve yine O’na dönecektir. 2/46,156 ‘’ Onlar Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’na döneceklerini çok iyi bilirler.’’ Allah ilk insan için şöyle buyuruyor.’’Hani Rabbin
meleklere:Ben çamurdan bir insan yaratacağım.Onun yaratılışını tamamlayıpda ruhumdan ona üfürdüğüm zaman hepiniz yere kapanıp secde edin! demişti Bunun üzerine bütün melekler hep birlikte secde ettiler.’’ Sa’d,71-73
İslam,düşünen ve aklını kullanan insana hitab eder.Çünkü bilgi ve düşünce olmadan Allah’ın buyrukları anlaşılamaz.Ve anlatılamaz. Varlığın sınırı ya bilgimizin ölçüsüne göre genişler yada daralır. Dünyayı kendi penceremize göre gördüğümüzden,bildiklerimiz de kendimizegöredir.Ama ken-
dinimizin Farkında değilsek;yaşadığımızdan veya düşündüğümüzden ne keyfiyetle söz edebiliriz.Bu durumda kendini bilmek düşünen ve doğruyu arayan her insanın görevi değil midir?İnsanı diğer
canlılardan ayıran,onu üstün kılan ve sorumlu bir varlık haline getiren de kendisi hakkındaki bilinci ve buna bağlı olarak gelişen davranışlarıdır.
İnsana aynı zamanda ‘’Beşer’’ de denilmektedir.Beşer’den ‘’be’’ kalkarsa ‘’şer’’ kalır.Bu ‘’be ‘’ İse hakikatte besmele’nin başındaki ‘’be’’ gibidir.Ve insan-ı kâmil’den ibarettir.İnsanı kâmilsiz benî âdem,safi şer’re dönüşebilir.insan, kendini bilmek ve oradan da Allah’a ulaşabilecek bilgi ve yolları
bulmalıdır.Gerçekten de kendini bilmek ve Allah’ı bilmek arasında yakın bir ilişki vardır.Kendi varlığı mızın ve benliğimizin sınırlarını doğru olarak kavradığımızda bu, bizi Yüce Allah’a ulaştıran kalıcı bir
tecrübenin yolunu açar.Bu durumda kendi benliğimizin merkezinde Yüce Allah’ın varlığını içten ve yakından hissetmeye başlarız.Sonlu ve sınırlı varlığımız,eksik ve yetersiz bilgimiz Yüce Allah’ın varlığı ile tamamlanır.Bütün sorular ve arayışlar onda cevabını bulur.Her şey yerli yerine oturur. Kişi,gaf-
letten uzak kalarak günaha düşmeden ,ibadet ve taatten muhabbet ve huzur bularak;Allah’a lâyık olmanın getirisi İle ;’Hasbünallahi ve nı’mel vekîl’’e mazhar olmaya gayret etmelidir.
İnsan,kendini tanıdığı,kendinin farkında olduğu zaman doğru bilgi ve değerleri keşfetmenin başlangıcında olacaktır.Bilinçli bir dinî yaşantı da kendini tanımayla başlar.’’Lime tegûlûne mâ lâ tef’alûn’’ Saf suresi 2. Ayet Kendi varlığının farkında olmayan,niçin ve hangi amaçla yaşadığını bilmeyen birisinin ,kendi dışında ve ötesindeki yüce değerlerle bağlantı kurması da beklenemez.Kendi mizden başlayan ve bütün varlık ve evrene doğru genişleyen bir bakış açısı,sağlıklı düşünmenin en güvenilir yoludur.Düşünen ve kendi varlığının farkında olan her insan şu soruları kendine sormadan
edemez. ’’Ben kimim?Varlığımın adı ve kaynağı nedir?Nereden geldim? Ve nereye gidiyorum?
Niçin yaşıyorum? Hayatımın anlamı ve amacı nedir?Bu dünyadaki görevim nedir,ne yapmam gerekir? İyi ve kötünün,acı, zulüm Ve ıstırabın,yaratılış farklılıklarının anlamı ve sebebi nedir?’’ Bu ve benzeri sorulara cevapları dinde arar,bulur,çalışır,çabalar ve kurtulur. Sonraki yazımızda buluşmak
ümidiyle.Selam ve dua ile…
16 02 2011
Hasan MERT
Ahırlı Müftüsü