Recent Comments

Güç, servet ve sokaktaki adam


Dünya liderleri, lütfen uyanın! Gelecek dünya güvenliğine yönelik en büyük tehdit belki de ezici sefaletin, artan gelir adaletsizliğinin ve uçup giden umutların doğuracağı politik ve sosyal etkiler olacaktır. Çok ama çok önemsediğim, Georgetown Üniversitesi’nden Dr. Paul Sullıvan yazısını sizinle paylaşıyorum.
Uluslararası döviz piyasalarında her gün yaklaşık 4 trilyon dolar el değiştiriyor. Dünya borsalarının toplam değeri, dalgalanmalar dâhil, 52 trilyon dolar civarında. Bilinen finansal varlıkların toplam değeri 212 trilyon dolar civarında ABD ‘de yatırım şirketlerini de içine alan ve Çin, AB, Hindistan, Brezilya gibi ülkelere yüklü miktarda yatırım yapan bir gurup var. Sadece bu gurubun sermaye varlığı 10 trilyon doları buluyor. Hepsi bu 20 şirket ve bu kuruluştan oluşuyor.
Öte yandan, dünyada anlamlı bir iş arayan insan sayısı neredeyse 1,5 milyar civarında. İnsanlığın % 80 günde 10 dolardan az bir gelirle yaşıyor. Dünyanın en zengin % 20’si toplam gelirin yaklaşık % 70’ini alıyor. En alttaki % 40’ın payı ise % 5 Yoksulluğu, dünyanın en fena kitle imha silahı olarak değerlendiriyorum. Her gün 22 bin çocuğun yoksulluk nedeniyle hayatını kaybettiğini söyleyen UNICEF de bu görüşümü destekliyor.
Her gün 5,500 çocuk kirli sudan dolayı ölüyor. Dünya varoşlarının çoğunda şebeke suyu ve sıhhi tesisat yok. En kötü örneklerden biri Kenya’nın Kiberas’sı Dünyanın en fena varoşlarındaki yoksulluk akla hayale sığacak gibi değil ve ben etkilenmem diyenleri bile şoke edecek durumda. Yeryüzünde 1 milyar insan merhamet sahibi çoğu kişiyi ağlatacak kadar acı bir yoksulluk içinde yaşıyor.(Dünyadaki en alttaki 1 milyar insan ifadesi önemli bir gerçek)
Adil olmak gerekirse, son 20-30 yılda Çin gibi belli yerlerde sağlanan sosyo ekonomik kalkınma sayesinde fakirlik gerilemekte. Çin son dönemde, dünyanın en büyük yoksullukla mücadele programını yürütülüyor. Öte yandan, ortalama Amerikalı da elbette 1900 senesinde olduğundan daha sağlıklı ve zengin. Ortalama bir Avrupalının endüstri devrimi öncesi ve sonrasındaki hayat seviyeleri arasında büyük fark var. Türkiye de yoksullukla mücadelenin bazı alanlarında başarı göstermiş bulunuyor.
Ancak herhangi bir şehrin sokaklarında yoksul, evsiz ve umutsuz insanlara rastlamadan dolaşabilmek için henüz tüm ülkelerin kat etmesi gereken uzun bir mesafe var. Bütün liderler bu acıyı dindirmeyi kendilerine amaç edinseler daha güzel olmaz mı?
Şüphesiz, adalet ve eşitlik, yoruma açık kavramlar. Ancak insanın kendi halkına ihtimam göstermesinin önemi tartışılacak bir şey değil. İslamiyet’te denge, adalet ve insan kavramları önem taşır. Bu kavramlar Hıristiyanlık dâhil, diğer dinlerin çoğunda da hayati öneme sahiptir. Herkesin özellikle de dünya liderlerinin, başkalarına verdikleri nasihatlere en başta kendilerinin uymalarının ve bu kavramları hayata geçirmeye başlamalarının zamanı gelmedi mi?
İşin ulusal ve uluslararası güvenlik boyutu da var. Bunu görmek için gelir adaletsizliği ve yoksulluğun şimdilerde Arap Baharı na çok öncesinde de Fransız, Rus ve Çin devrimlerine ne kadar etki ettiğine bir bakmak yeter. Dünya liderleri, lütfen uyanın. En alttaki bir milyar insan ve umutlarının kayıp gittiğini gören başka pek çok kişi sesini duyurmaya çalışıyor. Ve belki de asıl patırtı daha başlamadı. Şimdi dinleme, hem de dikkatle kulak kesilme zamanı.
Dünyadaki tehditleri değerlendiren askeri ve diğer liderlerin aslında çok da uzağa bakmaları gerekmiyor. Gelecekte dünya güvenliğine yönelik en büyük tehdit belki de ezici sefaletin, artan gelir adaletsizliğinin ve uçup giden umutların doğuracağı politik ve sosyal etkiler olacaktır. Denge, adalet ve merhamet kavramları bu duruma çare olma yolunda epey katkı sağlayacaktır.
Haftanın sözü: En tehlikeli insan, hayattan hiç bir beklentisi olmayandır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.
...

buttons=(Accept !) days=(20)

Bozkır Android Uygulamasını Telefonunuza indirin!!!
Accept !